Finansal özgürlük yolculuğumun 95’inci ayını geride bıraktım. Haber akışının ve volatilitenin yoğun olduğu bu ayın sonunda portföyüm yatay bir seyir izledi. FED’in ve TCMB’nin faiz indirimi gerçekleştirdiği ay içerisinde Borsa İstanbul maalesef bundan faydalanamadı. Trump-Erdoğan görüşmesinden de beklenen olumlu sonuçlar henüz yansımış değil. Siyasi ve hukuki belirsizlikler ise maalesef devam ediyor.
Eylül ayı enflasyon verisi beklenti üzeri gelince borsada düşüşler hızlanmaya başladı. Mali politikalarla desteklenmedikçe para politikası bir noktaya kadar efektif olacaktır. Umarım yılın kalanında toparlarız ve enflasyon/faizlerin indiği süreci bozmadan ilerletebiliriz. Eylül ayının finansal piyasalar açısından kısa bir özetini izleyebilirsiz.
Finansal özgürlük yolculuğumun 94’ncü ayını geride bıraktım. Piyasalarda risk iştahının arttığı, Bist100’ün yaklaşık %5,1’lik yükseliş gerçekleştirdiği bu dönemde maalesef portföy performansı olarak zayıf bir süreç geçiriyorum. Yılın kalanında hisse seçimi ve rapor okuma konusunda odaklanmam gerekiyor.
Düğün masrafları sebebiyle bir süre tasarruf oranımı yükseltemeyeceğim gibi görünüyor. Bir yandan da hayatı ıskalamadan finansal özgürlük yolculuğuna devam etmeye çalışıyorum. İzmir’de yaşamamız sebebiyle bir süredir aklımızda olan SUP (Stand Up Paddle) aktivitelerine başladık. Gerçekten çok keyif aldığımız, neredeyse her hafta sonu yapmaya çalıştığımız bir uğraş oldu. İmkanı olanlar ilk aşamada etkinliklerde kiralayarak deneyebilir, hoşlarına giderse boardu sonradan alabilirler. Geçelim portföy durumuna.
Finansal özgürlük yolculuğumun 93’inci ayını geride bıraktım. Temmuz ayının başında düğün telaşı sebebiyle bir önceki ayın raporunu yazamadım. Fakat hem borsa hem de özel hayatım açısından keyifli bir 2 aylık süreç geçirdik.
Evlilik finansal açıdan insanları zorlayan süreçlerden biri. Aslında bir çok detayı excelde tuttum. İlerleyen zamanlarda bu masraflarla ilgili evliliğin finansal tarafını merak eden bekarlar için bir yazı kaleme almayı planlıyorum. Umarım evlilikten soğumazlar. 🙂
Bu finansal sıkışıklık işimle alakalı olarak da beni arayışa itmişti. Balayı sonrasında daha önce mülakat sürecine başlamış olduğum firma ile anlaşarak yeni bir yolculuğa yelken açtım. Aynı sektör, neredeyse aynı iş ve primlerle birlikte yaklaşık aldığım maaşın %50 üstünde bir teklifle bu değişikliği tercih etmek durumundaydım. 2025 yılının kalan aylarında borçlarımı ödemeye devam edip, tasarruf oranımı 2026’da artırmayı planlıyorum.
Finansal özgürlük yolculuğumun 91’inci ayını geride bıraktım. Mayıs ayında pozitif haber akışıyla kısa süreli bir yükseliş görsek de 9.700’lü seviyelerden tekrar 9.000 seviyesine doğru bir iniş gerçekleştirdik. Rusya-Ukrayna, Pakistan-Hindistan ve Filistin gerilimleri devam ediyor. Tarife mevzusu ise henüz çözülebilmiş değil.
Ülkemize dönecek olursak siyasi tutuklamalar devam ediyor. Politik ve ekonomik atmosfer maalesef iç açıcı değil. Yaktığımız rezervleri yerine koymaya, bir yandan da yüksek faiz vermeye devam ediyoruz. Umarım kısa sürede belirsizlikler sona erer ve reel sektörde canlanma emareleri görürüz. Aksi halde işten çıkarmaların artacağını, alım gücünün düşmeye devam edeceğini, zarar yazan ve iflas/konkordato ilan eden şirket sayısının artacağını tahmin ediyorum.
Finansal özgürlük yolculuğumun 90’ıncı ayını geride bıraktım. Küresel tarafta tarife belirsizliklerinin devam etmesi, ülkemizde ise siyasal krizler sebebiyle tatsız bir dönemden geçiyoruz. Son yaşananların sadece ekonomik etkilerini düşünecek olursak bizi 1 yıl geriye götüren bir hamleyle karşı karşıya kaldık. Faizler %40 seviyesinde olabilecekken %49 seviyesindeyiz. Yılın ikinci yarısında toparlanma emareleri görebileceğimizi umarken hayaller 2026’ya kaldı. Ülkemiz adına gerçekten üzgünüm.
Finansal özgürlük yolculuğumun 89’uncu ayını geride bıraktım. Öncelikle herkese iyi bayramlar dilerim.
Ülkemiz adına gerçekten yüz kızartıcı bir süreçten daha geçiyoruz. Antidemokratik yöntemlerle siyasi rekabetin engellenmeye çalışıldığı bu sürecin sonunda umarım farkındalık oluşur ve gerekli cevap barışçıl protestolarla ve demokratik düzlemde sergilenmeye devam eder.
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması siyasal ve toplumsal krizlere yol açmasının yanında piyasalar açısından da krize yol açtı. 2 yıldır sarfedilen emeklerin, sıkılan kemerlerin boşa düşmesine, TCMB’nın 30 Milyar dolara yakın rezerv yakmasına sebep oldu. Bunun yanında oluşturulmaya çalışılan güven ortamının da tekrar sorgulanmasının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Ekonomi yönetiminin de bu durumdan rahatsız olduklarını tahmin edebiliyorum. 2 yıldır verdikleri mücadelenin siyasi ihtirasalar sebebiyle 1 gecede boşa çıkması rahatsız edici.
Finansal özgürlük yolculuğumun 88’nci ayını geride bıraktım. Enflasyon verisiyle düşüş trendine girdiğimiz Şubat ayında, tatsız ve iştahsız bir süreci geride bıraktık.
Ülkemizde siyasi söylemlerin ön plana çıkmaya başladığı, maalesef ekonomik iyileşme trendine henüz giremediğimiz bir dönemdeyiz. PMI verileri de bunu gösterir nitelikte. Sanayi tarafında dönüş henüz gerçekleşmedi. Hizmet ve finansal ağırlıklı bir portföy taşımama rağmen genel atmosferden etkilenmemek elde değil.
Global tarafta ise Trump’ın öngörülemez politikaları devam ediyor. Son olarak Zelensky’i kameralar önünde küçük düşürmeleri ve aldığı yanıtlar Rusya-Ukrayna barış müzakerelerine ket vurabilir.
Sakin ve yatay geçen ay sonunda TCMB beklentilerle paralel olarak 250 baz puan faiz indirimi gerçekleştirdi. Mart ayında ve yılın devamında enflasyonla ilgili negatif bir durum olmadığı müddetçe indirimler devam edecek görünüyor. Ayın son haftasında ise stopaj oranları %15’e çıkarıldı.
Siyasi tarafta ise maalesef tutuklamalar ile ülkedeki tansiyon yükselmiş durumda. Umarım kısa süre içerisinde adaletin tecelli ettiği; insanların gerçek problemlerine odaklanabildiğimiz stabil bir döneme girebiliriz.
Global tarafta ise Trump tarifeler ve kararnameler üzerinden aksiyonlara başladı. Çin, Meksika ve Kanada hedefindeki ilk ülkeler. Devamı gelecek gibi görünüyor.
Gazze’de ateşkes imzası ve Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili beklentiler ise bölgemiz için şimdilik olumlu görünüyor. Gerçekten öngörülmesi zor bir karakter neler olacağını merakla takip ediyorum.
Finansal özgürlük yolculuğumun 86’ıncı ayını geride bıraktım. Yatırım yapmaya başlayalı 7 yıl olmuş. Her yıl farklı tecrübeler edinerek yoluma devam ediyorum. Finansal özgürlük için çıktığım bu yolculuğu kayıt altına alabilmek ve motivasyonumu koruyabilmek için aylık olarak yazılarıma devam ediyorum.
Temmuz ayındaki zirveden sonra 4 aylık dolar bazlı düşüş trendini kırdığımız bir ay oldu. Piyasaların daha olumlu baktığı Trump’ın zafer kazanması ve içeride faiz indirim beklentileri fiyatlamalara yansımaya başlamış görünüyor. Kasım ayındaki enflasyon verisi, süreci biraz daha netleştirmiş olacak.
Trump konusunda ise raporu yazdığım anlarda BRICS’e karşı gümrük vergisi uygulanacağı paylaşıldı. Brunson krizi ve Suriyenin Kuzey’ine yapılması planlanan operasyon sürecinde yazdığı mektubu unutmamak gerektiğini düşünüyorum. Politikalarının öngörülmesi zor ve ülkemize etkisini zaman içerisinde göreceğiz.
Zor zamanlardan geçiyoruz. Bilançolar ve PMI verilerinin de gösterdiği üzere reel sektörde yaprak kıpırdamıyor. Sıkı para politikası ve stabil kura rağmen Eylül (Resmi) ve Ekim (İTO) ayında gelen enflasyon verisiyle faiz indirimi beklentileri 2025’e kalmış görünüyor.
2025’te de benzer bir süreç yaşayacağımızı ve yılın ikinci yarısına kadar fiyatlamada büyük değişiklikler olacağını sanmıyorum. Hisse senedi seçiminde talep esnekliğinin düşük olduğu, fiyatlama gücüne sahip şirketlerden oluşan hizmet sektörü yoğunluklu bir portföyle yeni yıla girmeyi planlıyorum. Şimdiden çalışmalara başlamakta fayda var.
Ay içerisinde fırsat bulamadığım için raporu sadece kendime not almak niyetiyle yazıyorum. Aylık değerlendirme kısmını geçerek doğrudan portföy durumunu incelemeye başlayalım.
Hafta sonu fırsat bulamadığım için raporu şimdi yazabiliyorum.
Neredeyse 4 aylık maaşım kadar para kaybettim bu ay. Normal şartlarda beni derinden etkileyebilecek düzeyde bir kayıp olmasına rağmen borsada geçirdiğim süre sayesinde beni sarsacak bir psikolojiye hiç girmedim. Burada kazanıp burada kaybedeceğim. Bu süreci bir düzeltme olarak görüyorum. Umarım kısa sürede toparlanırız.
Hafta içerisinde fırsat bulamadığım için raporu şimdi yazabiliyorum.
Güzel geçen Haziran ayından sonra da Temmuz ayının başlangıcında portföyüm 2 Milyon seviyesinin üzerine çıkmıştı. Son iki haftadaki düşüşler sebebiyle maalesef ayı yatay seviyede kapattık.
Kurban bayramı tatilinin ardından çalışma hayatına ve piyasalara geri döndük.
Haziran ayında borsaya yönelik vergi düzenlemesi söylentileri maalesef can sıkıcı bir noktaya geldi. Göreve geldiğinden beri iletişim açısından başarılı bir süreç izleyen Mehmet Şimşek, vergi paketiyle ilgili maalesef süreci kötü yönetti.
Ayın son iş gününde ise gri listeden çıkış haberi geldi. Tabi bu listeye girmemize sebep olanlar tarafından bu kez çıkış haberi başarı olarak paylaşıldı. Gene de ülkemiz için güzel bir gelişme.
Finansal özgürlük yolculuğumun 79’unci ayını geride bıraktım. Mayıs ayı da haber akışının yoğun olduğu, hareketli bir aydı.
Para politikasında destekleyici adımlar devam ederken, döviz uzun süredir belki de ilk kez aylık negatif kapanış yaptı. Geçtiğimiz yıllarda bir çok ay sonu raporunda nominal getiri sağlamış olmama rağmen kurdaki yükseliş sebebiyle döviz bazında negatif kapattığım olmuştu. Şimdi işler biraz tersine dönmeye başladı.
Dolar bazında maaş aldığım için, enflasyonun kurdan hızlı hareket etmesi bazen beni düşündürüyor. Fakat yatırımlarımın döviz bazında getirisinin yüksek seyretmesi bu duygu durumumu neredeyse yok edecek düzeyde. Umarım doğru politikalar uygulanmaya devam eder ve refah seviyemiz süreç içerisinde artar.
Finansal özgürlük yolculuğumun 78’inci ayını geride bıraktım. Hafta içerisinde fırsat bulamadığım için yazıyı ancak hazırlayabildim. Raporu hazırlarken 30 Nisan 2024 kapanış tarihini baz aldım.
Para politikasında destekleyici adımlar devam ederken, maliye tarafında ise henüz net adımlar görünmüyor. Dövizdeki yatay seyir portföyün dolar bazında yükselişini destekler vaziyette.
Finansal özgürlük yolculuğumun 77’inci ayını geride bıraktım. Geçtiğimiz hafta benim için biraz yoğun geçti. Yeni işimdeki oryantasyon süreci, seçimler derken hafta içerisinde de fırsat bulamadığım için raporu şimdi yazabiliyorum.
Seçim sürecini atlatmış bulunuyoruz. Seçimlerin AKP açısından başarısız geçmesine rağmen Cumhurbaşkanının ekonomi yönetiminin arkasında olduğunu vurgulaması önemliydi. Umarım rasyonel politikalar uygulanmaya devam eder. Bu durum borsa için kısa vadeli olarak negatif etkiler yaratma potansiyelinde olsa da uzun vadede ülkemiz ve borsamız için de pozitif etki yaratacaktır.
Finansal özgürlük yolculuğumun 76’inci ayını geride bıraktım. Hafta içerisinde fırsat bulamadığım için raporu şimdi yazabiliyorum.
Şubat ayı içerisinde TCMB politika faizini sabit tutmasına rağmen söylemlerinde sıkı para politikası vurgusu ön plana çıktı. Ekonomide yeterince soğuma olmaması, harcamalar ve seçim süreci gibi konular sebebiyle faiz indirim sürecinin beklenenden daha ileri bir tarihte gerçekleşeceğini düşünüyorum.
Şubat ayında kariyerimle ilgili önemli bir karar aldım. Yaklaşık 4,5 yıldır çalışmaya devam ettiğim firmama istifamı sundum. Ortaklık beklentisi ile devam ettiğim bu işletmeden maalesef ayrılmak durumunda kaldım. Beklentilerin yönetilememesi ve bunun gerçekleşeceğine dair inancımın zayıflaması bunda etkili oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 75’inci ayını geride bıraktım. Hafta içerisinde fırsat bulamadığım için raporu şimdi yazabiliyorum.
Sakin ve güzel geçen bir ayın ardından cuma akşamı TCMB Başkanının istifası bir miktar gerilim yaratsa da sürecin etkili bir iletişim yöntemiyle, planlı ve panik havası yaratmadan nihayete ermesi olumsuz havayı kısa sürede dağıttı. Yeni Merkez Bankası başkanının mevcut politikaların devamlılığı açısından herhangi bir sorun teşkil etmeyeceğini düşünüyorum. Mehmet Şimşek’in bu krizi başarılı şekilde yönettiğini söyleyebiliriz. Magazinsel kısım beni pek ilgilendirmiyor.
Konuyla ilgili henüz pek zaman geçmedi ama aşağıdaki görüşler konuyla ilgili fikir verebilir. Genel olarak enseyi karartacak bir durum olmadığını söyleyebiliriz.
2023 yılı iyisiyle kötüsüyle geçip gitti. 2024 yılı umarım herkes için sağlık mutluluk ve başarı getirir. Bu benim ilk yıllık hedef yazım olacak. Alışkanlıklarımı disipline etmek, sosyal hayatımla ilgili de küçük hedefler koyarak bu süreci takip etmek istiyorum.
Finansal özgürlük yolculuğumun 74’üncü ayını geride bıraktım. 6 yıldan uzun bir süredir yatırım yapıyorum. Maalesef yatırıma başladığım günden beri yaşanan olaylar, her yıla damgasını vuran çeşitli krizler, içerde sorun olmadığı dönemlerde ise bölgemizde yaşanan krizler sebebiyle psikolojik bir savaş veriyoruz. Her şeye rağmen geriye dönüp bakınca ülkemizde yatırım yapmak ne kadar zor ve riskli olsa da aynı zamanda büyük fırsatlar sunduğunu da söylemeliyim.
Finansal özgürlük yolculuğumun 73’üncü ayını geride bıraktım. Domain ve hosting işlemleriyle ilgili düzenlemeler sebebiyle raporu yayınlamakta geciktim. Geç de olsa zinciri kırmak istemedim. Ay sonu, daha doğrusu 1 Aralık Cuma günü verilerine göre excel tablomu düzenlemiştim. Bu doğrultuda gelişmelere geçebiliriz.
Kasım ayında TCMB faizleri artırarak %40 seviyesine çıkardı. 2024 ortasına kadar %45’e çıkacağı beklentisi var. Bu durumda mevduatın borsa karşısında alternatif haline geldiğini, 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi baz alındığında TL’de reel faiz verilmeye başlandığını söyleyebiliriz.
Uzun vadede borsadan daha iyi bir alternatif görmüyorum ve ekstrem bir durum olmadığı müddetçe masada kalmak gerektiğine inanıyorum. Portföy kendi ölçeğimde büyüdüğü için koruma güdüsü daha ön plana çıkabiliyor. Ama sabırlı olmalıyım.
Yabancı kuruluşların bankacılık sektörü, carry trade ve not görünüm raporlarının yanı sıra CDS’in 330 seviyelerine düşmesi pozitif bir beklenti yaratsa da borsada yeterince etki yaratmadı. Global piyasalar ve gelişmekte olan ülkeler Kasım ayında ralli yaşarken biz yatay bir süreç izledik.
Kasım ayı içerisinde belki de yıl boyunca yaptığım değişikliklerin toplamından daha fazla portföyde değişikliğe gittim. 2024 ilk yarısına kadar fiyatlamalarda anormallik olmadığı müddetçe bu şekilde geçirmeyi planlıyorum. Sanayi tarafında tuttuğum şirketlerle yolları ayırırken sigortacılık, yiyecek-içecek, enerji, havacılık ve telekomünikasyon sektörlerinin ekonomideki daralmadan daha az etkileneceğini düşünüyorum. Talep esnekliğinin az olduğu ve görece fiyatlama gücüne sahip şirketlerden seçim yapmaya çalıştım. Umarım tercihlerimde yanılmam.
Finansal özgürlük yolculuğumun 72’inci ayını geride bıraktım. Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutladığımız hafta sonu ile ayı kapatmış bulunuyoruz. Bu vesileyle başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bu toprakları tekrar vatan yapan silah arkadaşları, şehitlerimiz, gazilerimiz ve milli mücadeleye katkı sunan tüm büyüklerimizi saygı, rahmet ve şükranla anıyorum.
Jeopolitik risklerin her zaman yanı başımızda olduğu gerçeğiyle yaşıyoruz. Maalesef bölgemiz her daim bu tür çatışma ve gerilimlere gebe. Nitekim Hamas-İsrail çatışmasıyla başlayan süreçte sermaye piyasaları açısından en çok etkilenen ülkelerden biri biz olduk. Ama bu ne ilk ne de son olacak. Sabırlı şekilde yatırıma devam edeceğim. Umarım bir an önce ateşkes olur ve sivil kayıplar önlenir, barış tesis edilir. Fakat kara harekatının başlamasıyla maalesef işler daha da kötüye gidebilir.
TCMB bu ay da 500 bps artış gerçekleştirerek 1 haftalık repo faiz oranını %35 seviyesine yükseltti. Rasyonel politikaların devamlılığı açısından olumlu olarak görüyorum. Borsa açısından baktığımızda ise hala enflasyonun altında bir oran. Fakat gelecek yılın enflasyon beklentisini (OVP-%33) düşündüğümüzde reel getiri sunma ihtimali olan bir sürece girdik. Bir yandan da sıkı para politikası bazı sektörleri muhakkak negatif anlamda etkileyecek. Bu kapsamda yıl sona ermeden portföyümde bazı değişiklikler yapmayı planlıyorum.
Borsa İstanbul’a gelecek olursak endeks 8.334 puandan 7.514 puana yaklaşık %9,84’lük düşüş gerçekleştirdi. Bireysel toplam portföyümün ise düşüş oranı 7,5% oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 71’inci ayını geride bıraktım. Borsada ay içerisinde realizasyon ve düzeltme hareketleri görsek de kapanış pozitif gerçekleşti.
TCMB bu ay da beklentilerin üzerinde artış gerçekleştirerek 1 haftalık repo faiz oranını %30 seviyesine yükseltti. Rasyonel politikaların devamlılığı açısından olumlu olarak görüyorum. Borsa açısından baktığımızda ise hala enflasyonun çok altında kalınması ve reel faiz verilmemesi göz önüne alındığında majör bir para çıkışına sebep olmayacağını tahmin ediyorum.
Uluslararası derecelendirme kuruluşları ve yatırımcılar tarafından ülkemize dönük pozitif açıklamaların önemli olduğu kanaatindeyim. Umarım bu gidişat devam eder.
Borsa İstanbul’a gelecek olursak endeks 7.902 puandan 8.334 puana yaklaşık %5,46’lık yükseliş gerçekleştirdi. Bireysel toplam portföyümün ise yükseliş oranı +5,52% oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 70’incu ayını geride bıraktım. Son iki aydır devam eden pozitif seyir Ağustos ayında da devam etti. Global tarafta sıkılaşma politikaları devam ederken, önümüzdeki dönemde reel ekonominin canlanması için faiz indirimlerinin başlamasına dönük beklentiler de var.
TCMB ise beklentilerin üzerinde artış gerçekleştirerek 1 haftalık repo faiz oranını %25 seviyesine yükseltti. Sıkılaşma adımlarının devam edeceğine ve rasyonel politikaların uygulanacağına dair hissiyat yaratması sebebiyle piyasa tarafından durum olumlu karşılandı. Bu artışa rağmen bankaların verdiği reel faiz hala 0’ın altında. Borsada yatırımı bulunan insanların mevduata yönelmesini sağlayacak derecede bir getiri henüz sunulmuş değil. Fakat önümüzdeki dönemde böyle bir durumun oluşması halinde borsada farklı senaryolar izleyebiliriz.
Borsa İstanbul’a gelecek olursak endeks 7.217 puandan 7.902 puana yaklaşık %9,9’luk yükseliş gerçekleştirdi. Bireysel portföyümde ise yükseliş oranı 13,02% oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 69’uncu ayını geride bıraktım. Seçim belirsizliğinin sona ermesiyle Haziran ayında başlayan yükseliş Temmuz ayında da devam etti. Mehmet Şimşek ve uygulamaya çalıştığı rasyonel politikalar, MB başkanı Hafize Gaye Erkan‘ın gerçekçi yaklaşımı ve doğru iletişim kurma yönündeki gayretleri ile piyasada olumlu hava devam ediyor. Son olarak da Merkez Bankasına Başkan Yardımcıları olarak atanan kişilerin liyakate sahip olduğu düşüncesi satın alınarak borsadaki pozitif dalga devam ettiğini söyleyebiliriz.
Haziran ayındaki yükselişin dolar bazında bir karşılığı olmaması sebebiyle nötr bir ay olarak değerlendirmiştim. Temmuz ayında ise kurdaki hareketin kısıtlı olması ile borsadaki yükseliş daha da anlamlı hale geldi. Bist100 endeksi yaklaşık %20 civarında yükselerek 7.217 puana ulaştı.