Finansal özgürlük yolculuğumun 74’üncü ayını geride bıraktım. 6 yıldan uzun bir süredir yatırım yapıyorum. Maalesef yatırıma başladığım günden beri yaşanan olaylar, her yıla damgasını vuran çeşitli krizler, içerde sorun olmadığı dönemlerde ise bölgemizde yaşanan krizler sebebiyle psikolojik bir savaş veriyoruz. Her şeye rağmen geriye dönüp bakınca ülkemizde yatırım yapmak ne kadar zor ve riskli olsa da aynı zamanda büyük fırsatlar sunduğunu da söylemeliyim.
Finansal özgürlük yolculuğumun 73’üncü ayını geride bıraktım. Domain ve hosting işlemleriyle ilgili düzenlemeler sebebiyle raporu yayınlamakta geciktim. Geç de olsa zinciri kırmak istemedim. Ay sonu, daha doğrusu 1 Aralık Cuma günü verilerine göre excel tablomu düzenlemiştim. Bu doğrultuda gelişmelere geçebiliriz.
Kasım ayında TCMB faizleri artırarak %40 seviyesine çıkardı. 2024 ortasına kadar %45’e çıkacağı beklentisi var. Bu durumda mevduatın borsa karşısında alternatif haline geldiğini, 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi baz alındığında TL’de reel faiz verilmeye başlandığını söyleyebiliriz.
Uzun vadede borsadan daha iyi bir alternatif görmüyorum ve ekstrem bir durum olmadığı müddetçe masada kalmak gerektiğine inanıyorum. Portföy kendi ölçeğimde büyüdüğü için koruma güdüsü daha ön plana çıkabiliyor. Ama sabırlı olmalıyım.
Yabancı kuruluşların bankacılık sektörü, carry trade ve not görünüm raporlarının yanı sıra CDS’in 330 seviyelerine düşmesi pozitif bir beklenti yaratsa da borsada yeterince etki yaratmadı. Global piyasalar ve gelişmekte olan ülkeler Kasım ayında ralli yaşarken biz yatay bir süreç izledik.
Kasım ayı içerisinde belki de yıl boyunca yaptığım değişikliklerin toplamından daha fazla portföyde değişikliğe gittim. 2024 ilk yarısına kadar fiyatlamalarda anormallik olmadığı müddetçe bu şekilde geçirmeyi planlıyorum. Sanayi tarafında tuttuğum şirketlerle yolları ayırırken sigortacılık, yiyecek-içecek, enerji, havacılık ve telekomünikasyon sektörlerinin ekonomideki daralmadan daha az etkileneceğini düşünüyorum. Talep esnekliğinin az olduğu ve görece fiyatlama gücüne sahip şirketlerden seçim yapmaya çalıştım. Umarım tercihlerimde yanılmam.
Finansal özgürlük yolculuğumun 72’inci ayını geride bıraktım. Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutladığımız hafta sonu ile ayı kapatmış bulunuyoruz. Bu vesileyle başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bu toprakları tekrar vatan yapan silah arkadaşları, şehitlerimiz, gazilerimiz ve milli mücadeleye katkı sunan tüm büyüklerimizi saygı, rahmet ve şükranla anıyorum.
Jeopolitik risklerin her zaman yanı başımızda olduğu gerçeğiyle yaşıyoruz. Maalesef bölgemiz her daim bu tür çatışma ve gerilimlere gebe. Nitekim Hamas-İsrail çatışmasıyla başlayan süreçte sermaye piyasaları açısından en çok etkilenen ülkelerden biri biz olduk. Ama bu ne ilk ne de son olacak. Sabırlı şekilde yatırıma devam edeceğim. Umarım bir an önce ateşkes olur ve sivil kayıplar önlenir, barış tesis edilir. Fakat kara harekatının başlamasıyla maalesef işler daha da kötüye gidebilir.
TCMB bu ay da 500 bps artış gerçekleştirerek 1 haftalık repo faiz oranını %35 seviyesine yükseltti. Rasyonel politikaların devamlılığı açısından olumlu olarak görüyorum. Borsa açısından baktığımızda ise hala enflasyonun altında bir oran. Fakat gelecek yılın enflasyon beklentisini (OVP-%33) düşündüğümüzde reel getiri sunma ihtimali olan bir sürece girdik. Bir yandan da sıkı para politikası bazı sektörleri muhakkak negatif anlamda etkileyecek. Bu kapsamda yıl sona ermeden portföyümde bazı değişiklikler yapmayı planlıyorum.
Borsa İstanbul’a gelecek olursak endeks 8.334 puandan 7.514 puana yaklaşık %9,84’lük düşüş gerçekleştirdi. Bireysel toplam portföyümün ise düşüş oranı 7,5% oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 71’inci ayını geride bıraktım. Borsada ay içerisinde realizasyon ve düzeltme hareketleri görsek de kapanış pozitif gerçekleşti.
TCMB bu ay da beklentilerin üzerinde artış gerçekleştirerek 1 haftalık repo faiz oranını %30 seviyesine yükseltti. Rasyonel politikaların devamlılığı açısından olumlu olarak görüyorum. Borsa açısından baktığımızda ise hala enflasyonun çok altında kalınması ve reel faiz verilmemesi göz önüne alındığında majör bir para çıkışına sebep olmayacağını tahmin ediyorum.
Uluslararası derecelendirme kuruluşları ve yatırımcılar tarafından ülkemize dönük pozitif açıklamaların önemli olduğu kanaatindeyim. Umarım bu gidişat devam eder.
Borsa İstanbul’a gelecek olursak endeks 7.902 puandan 8.334 puana yaklaşık %5,46’lık yükseliş gerçekleştirdi. Bireysel toplam portföyümün ise yükseliş oranı +5,52% oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 70’incu ayını geride bıraktım. Son iki aydır devam eden pozitif seyir Ağustos ayında da devam etti. Global tarafta sıkılaşma politikaları devam ederken, önümüzdeki dönemde reel ekonominin canlanması için faiz indirimlerinin başlamasına dönük beklentiler de var.
TCMB ise beklentilerin üzerinde artış gerçekleştirerek 1 haftalık repo faiz oranını %25 seviyesine yükseltti. Sıkılaşma adımlarının devam edeceğine ve rasyonel politikaların uygulanacağına dair hissiyat yaratması sebebiyle piyasa tarafından durum olumlu karşılandı. Bu artışa rağmen bankaların verdiği reel faiz hala 0’ın altında. Borsada yatırımı bulunan insanların mevduata yönelmesini sağlayacak derecede bir getiri henüz sunulmuş değil. Fakat önümüzdeki dönemde böyle bir durumun oluşması halinde borsada farklı senaryolar izleyebiliriz.
Borsa İstanbul’a gelecek olursak endeks 7.217 puandan 7.902 puana yaklaşık %9,9’luk yükseliş gerçekleştirdi. Bireysel portföyümde ise yükseliş oranı 13,02% oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 69’uncu ayını geride bıraktım. Seçim belirsizliğinin sona ermesiyle Haziran ayında başlayan yükseliş Temmuz ayında da devam etti. Mehmet Şimşek ve uygulamaya çalıştığı rasyonel politikalar, MB başkanı Hafize Gaye Erkan‘ın gerçekçi yaklaşımı ve doğru iletişim kurma yönündeki gayretleri ile piyasada olumlu hava devam ediyor. Son olarak da Merkez Bankasına Başkan Yardımcıları olarak atanan kişilerin liyakate sahip olduğu düşüncesi satın alınarak borsadaki pozitif dalga devam ettiğini söyleyebiliriz.
Haziran ayındaki yükselişin dolar bazında bir karşılığı olmaması sebebiyle nötr bir ay olarak değerlendirmiştim. Temmuz ayında ise kurdaki hareketin kısıtlı olması ile borsadaki yükseliş daha da anlamlı hale geldi. Bist100 endeksi yaklaşık %20 civarında yükselerek 7.217 puana ulaştı.
Finansal özgürlük yolculuğumun 68’inci ayını geride bıraktım. Nisan ve Mayıs aylarındaki belirsizlik sonrası seçimlerin sona ermesiyle ortodoks politikalara dönüş yolunda önemli adımlar atılmaya başlandı. Fakat seçim sürecinde baskı altına alınan kurun serbest bırakılmasıyla Haziran ayında USD/TRY kuru %25,57 yükselerek 26,07 seviyesine geldi.
Seçim belirsizliğinin sona ermesi, piyasalara güven verilmesi ve enflasyonun yüksek seyrinin devamı sebebiyle hisse senedi piyasalarında güzel bir yükseliş gerçekleşti. Doların bu denli yükselişi karşısında döviz bazlı negatif kapattığım bir ay oldu.
Finansal özgürlük yolculuğumun 67’inci ayını geride bıraktım. Mayıs ayı boyunca seçim belirsizliği had safhadaydı. Ülkedeki gerginlik ve kutuplaşma sebebiyle herkesin gündeminde siyaset ve ittifaklar vardı. Sonuç ne olursa olsun seçim sona erdi ve hayatımıza geri dönüyoruz.
Mehmet Şimşek’in ortodoks politikalara dönüş sinyali vermesi önümüzdeki dönemde en belirleyici etmenlerden biri olacak. Geçmişte yapılan hatalardan gerekli derslerin çıkarılmasını ve insanların refah seviyesinin artması için doğru politikaların yürütülmesini umuyorum. Mehmet Şimşek’in göreve gelmesi ve olası senaryolarla ilgili Selva Demiralp’in yazısını okumanızı tavsiye edebilirim.
Finansal özgürlük yolculuğumun 65’inci ayını geride bıraktım. Depremle geçen Şubat ayı sonrasında Mart ayında tekrar piyasalar ve borsa konuşulmaya başlandı. Mart ayı seçim belirsizliği ve piyasadaki faizin yükselmesi başta olmak üzere hisse senedi piyasasını negatif anlamda etkiled. Yatırım yaptığım 5 sene içerisinde olduğu gibi ülkemizde belirsizlik, krizler, düşüşler ve coşkular maalesef bitmiyor.
Globalde ise bankacılık tarafında endişe dolu bir ay geçirdik. Şimdilik krizin derinleşmesi engellenmiş görünüyor. Fakat gelecekte neler olacağını hep birlikte izleyeceğiz.
Kişisel portföyüm açısından ise zorlu bir ayı geride bıraktım. %5,50’luk bir düşüşle ayı kapatmış oldum.
Deprem ve sebep olduğu acılar nedeniyle çok kötü bir ay geçirdik. Bir dönem bölgede yaşamış ve eskiden oturduğu ev yıkılmış biri olarak deprem beni de derinden etkiledi. Yıkılan binalarda sorumluluğu olan müteahhitler, görevini layığıyla yerine getirmeyen kamu çalışanları ve denetim organlarında yer alan kişiler umarım adalet karşısında yaşattıklarının hesabını verirler. Ölenlere rahmet, kalanlara sabır diliyorum. Umarım bundan sonraki süreçte böyle bir acı yaşamayız ve gereken dersler çıkarılır.
Bir gün gecikmeli de olsa portföyün güncel durumunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu ay çok fazla detaya girmeyeceğim. Paylaşımımın amacı süreçle ilgili devamlılığımı kaybetmemek ve zinciri kırmamak.