Bugün sizlere, gelecekte pasif gelir kaynaklarımdan biri olmasını planladığım Eurobondlardan bahsetmek istiyorum. Şu an portföyümde bulunmasa da bir dönem yatırımlarımın yaklaşık %30’unu eurobondlara yönlendirmiştim. Fakat süreç içerisinde yatırım stratejimde değişikliğe gidip, portföyümü belirli bir büyüklüğe ulaştırmadan eurobond tutmamaya karar verdim. Sebeplerini de yazının içerisinde bulabileceksiniz.

Eurobond Nedir?

Eurobond; devlet veya şirketlerin, kendi ülkeleri haricinde uluslararası piyasalarda yabancı para birimleri üzerinden satışa sundukları, genellikle uzun vadeli olarak ihraç edilen borçlanma araçlarıdır. Çoğunlukla Amerikan Doları, Euro, Japon Yeni, İsviçre frangı gibi döviz cinslerinden ihraç edildikleri görülür.

Devletler tarafından ihraç edilen Eurobondlar tanım olarak devlet tahvilleri ile benzerdir. Fakat iç borçlanma değil, dış borçlanmaya dönük olarak; aracı kurumlar vasıtasıyla merkez bankaları adına ihraç edilirler. İhraç edildikten sonra ikincil piyasada alış satış işlemleri gerçekleştirilebilir.

Bir çok banka ve aracı kurum vasıtasıyla döviz hesabınız üzerinden bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Genellikle minimum alım miktarı nominal 1000 USD ve EUR’dur. Bazı bankalarda ise bu tutar 5000 USD veya EUR olarak da işleme alınabilmektedir. Ben şahsen geçmişte tüm yatırım işlemlerini gerçekleştirdiğim Akbank üzerinden rahatça işlemleri gerçekleştirmiştim. (Geçmişte maaş bankam olduğu için yatırım hesabımı oradan açmıştım, herhangi bir özel sebebi veya komisyon oranlarıyla ilgili avantajı yok.)

Neden Portföylerde Olmalı?

Ülkemizde yıllardır yaşanan kur krizleri, TL varlıklara yatırım yapan insanların gerçekten canını çok yakan ve çoğunlukla alım gücümüzü düşüren bir durum. Böyle dönemlerde de herkes dolar veya euro cinsinden para kazanabilmiş olmanın hayalini kuruyor. Bu kapsamda Eurobond tutan insanların portföylerini hedge etme imkanı oluşuyor. Aynı zamanda finansal özgürlük yolculuğunda aylık pasif gelir etmenize de katkı sağlıyor.

Sabit dolar getirisi elde edebilmek, uzun vadede USD/TRY trendinin yukarı yönlü ivmesi gibi durumlar göz önüne alındığında getiri oranı düşük olmasına rağmen yabancı para cinsinden olması en büyük avantajı. Günümüz enflasyonist koşullarına rağmen uzun vadede USD enflasyonunu yenebilecek bir varlık olduğunu düşünüyorum. (TC Hazine Eurobondları)

Eurobond Getiri Oranları Nasıl?

Stabil ve gelişmiş ülkelerde CDS risk priminin düşük olması eurobond kupon oranlarının düşük olmasına sebebiyet vermektedir. Genellikle 5 Yıllık CDS primi baz alınır. Fakat risk primi yüksek olan ülkeler işin doğası gereği daha yüksek faiz ödeyerek borçlanabilirler. Çünkü size borç verecek olan yatırımcılar aldıkları risk gereği daha yüksek getiri beklentisi içerisinde olacaklardır. Örneğin 20 Ekim 2022 tarihi itibariyle Türkiye’nin CDS Primi 728 seviyelerindedir. Bu oldukça yüksek bir seviye ve maalesef yüksek seviyelerde faiz/kupon ödenmek durumunda.

Hazine tahvillerindeki en büyük risk ülkenin temerrüde düşmesi ve borçlarını ödeyemeyecek hale gelmesidir. Fakat ülkemiz şimdiye kadar bir çok kriz yaşamasına rağmen hiç bir zaman borçlarını ödeyemez duruma gelmemiştir.

Eurobond getirisini etkileyen ikinci bir husus ABD tahvil oranlarıdır. 10 Yıllık tahvil oranları küresel ölçekte bir parametre olarak değerlendirildiğinde global riskler, ABD ekonomisi ve FED’in para politikasıyla doğrudan ilişkilidir. Tahvil oranları yükseldikçe eurobondların getiri oranları da artacaktır.

Tüm parametreleri göz önüne aldığımızda Eurobond alımlarının en uygun olacağı dönem ülke CDS priminin ve ABD Tahvil faizlerinin yüksek olduğu zamanlar olacaktır.

An itibariyle ülkemizde uygulanan döviz mevduatların faiz oranları %3 civarındayken, eurobond faiz oranları ise %10’ları bulabilmektedir. Vergi açısından incelendiğinde ise döviz mevduatların kazancından %15 stopaj alınmaktayken, eurobond kupon getirilerinden stopaj kesilmemektedir.

Eurobond ile Pasif Gelir

Dolar cinsi eurobondlar yılda iki kez, euro cinsi olanlar ise yıllık bir kez kupon/faiz ödemesi yaparlar. Örnek vermek gerekirse vade sonu Ocak ayına denk gelen bir eurobondun ödemeleri Ocak ve Temmuz aylarında yapılır. Vade sonu geldiğinde alış fiyatınız ne olursa olsun 1000 Dolarlık/Euroluk bedel hesabınıza yatırılır.

Ben eurobond fiyatlarını genellikle Ziraat Bankası ve İş Bankasının ilgili sayfalarından inceliyorum.

İş Bankası Eurobond Sayfası

Eurobond Yatırımı ile Finansal Özgürlük Mümkün Mü?

Daha önceki yazımda ikibin32 yılına geldiğimizde aylık 4 asgari ücret pasif gelire ulaşmayı hedeflediğimden bahsetmiştim.

  • An itibariyle 22.000 Türk Lirasının dolar karşılığı 1.183 USD.
  • Yıllık olarak 14.196 USD’lik bir pasif gelirin beni finansal özgürlüğe kavuşturacağı varsayımıyla; US900123CG37 kodlu, 17 Şubat 2045 vadeli ve Yıllık 66,24 USD (33,12×2) kupon getirili ürünü baz alalım.
  • Yıllık olarak 14.196 USD getiri elde edebilmem için yaklaşık 215 Adet 1000 USD nominal değerli eurobondum olması gerekiyor.
  • Bu ürünün an itibariyle piyasadaki satış fiyatı 687Dolar civarında. Yani yaklaşık 148.000 dolarlık bir sermaye beni finansal olarak özgür hale getirebilir ve dolar cinsi pasif gelir yaratabilir. Güncel karşılığı yaklaşık 2.750.000 Türk Lirası.

Verdiğim rakamlar ve senaryo tamamen kişiseldir. Toplu para ile alım yapılacak ise ve pasif gelire hemen ihtiyaç duyulmayacaksa, elde edilecek olan kupon ödemeleriyle tekrar eurobond alınarak elinizdeki sayıyı yaklaşık 10 senede iki katına çıkarabilirsiniz. Elde edeceğiniz döviz cinsi pasif gelir de iki katına çıkacaktır. Bileşik getirinin nimetlerinden faydalanacak zamanınız varsa portföyünüz muazzam bir pasif gelir yaratabilir. Benim gibi düşük sermayeli veya maaşlarınızdan tasarruf ederek ilerliyorsanız da aylık olarak döviz biriktirip, eurobond alacak noktalara geldiğinde piyasadan alabilirsiniz.

Neden Portöyümde Eurobond Tutmuyorum?

Açıkçası ilk dönemler kur krizlerinde kendimi koruyabilmek ve pasif gelir yaratmak için bir süre US900123BJ84, US900123CG37, US900123CB40 ve US900123CM05 kodlu ürünleri biriktirmeye çalışıyordum. Fakat USD bazında kupon getirilerinin üzerinde kazanç elde edebilmek için daha riskli bir enstrüman olan hisse senetlerinde bir süre daha devam etme kararı aldım.

Her ne kadar ülkemizin risk primi yüksek olsa da hazine eurobondları devlet güvencesinde olan ve hisse senedi piyasasına göre risksiz yatırım araçları. Bu yüzden bir süre daha risk alıp, hisse senedi tarafında sermayemi büyütmeyi arzuluyorum. Elbet bir gün tekrar eurobondlarla yollarımızın kesişeceğinden eminim. Uzun vadede temettü gelirinin yanı sıra döviz cinsi kupon ödemesi almayı de hedefliyorum.

Saygılarımla.